Aslında doğa her yerde. Günlük hayatımızda şehrin ortasında da olsak durup, bulunduğumuz yeri bir süre gözlemlediğimizde bize doğayla bağımızı gösteren pek çok şeyle karşılaşabiliriz. Yediğimiz besinlerin, kullandığımız eşyaların üretim süreçlerini düşündüğümüzde bunların doğayla ilişkisini sorgulayabiliriz. 

Asfalt zeminlere de bassak altındaki toprağı, gökyüzünde bir çatı da görsek yuva yapan kuşu hatırlamak bizi yeryüzüne bağlar. Doğayla bağımızı güçlendirmenin ilk yolu onu sevmek, sevmek içinse fark etmektir. Doğa aslında her yerde. 

Sen de “Dur! Bak! Gözle! Acaba doğa nerede?”

Nasıl üretildi? “Giyecekler”

Giydiklerinizin etiketine bakın, ne kadarı pamuktan? Bu pamuk nerede, nasıl üretilmiş olabilir? Tişörtünüzün size gelene kadar nasıl bir üretim sürecinden geçtiğini biliyor musunuz? 

Giydiğimiz bir tişörtün toprakta büyüyen, emekle hasat edilen pamuğun bir parçası olduğunu bilmek doğaya saygıyla yaklaşmamızı ve tüketici olarak daha farkında adımlar atmamızı sağlar.

Tarladan pazara: Gıda

Eğer beslenmenizde işlenmiş gıdalardan ziyade taze meyve ve sebzelere ağırlık veriyorsanız toprakla da bir bağ kurmuş oluyorsunuz. Ekmeğinizin arasındaki kıvırcığı marketten almış olabilirsiniz. Ancak kısa bir süreliğine o kıvırcığın önünüze gelene dek geçirdiği yolculuğu düşünün. 

Yediğiniz taze bir meyve ve sebzede toprağın bereketi, güneşin sıcaklığı, suyun özü var. 

Sonsuz döngü: Su

Vücudumuzun yaklaşık yüzde altmışı, dünyamızın ise yaklaşık yüzde yetmişi sudan oluşur. Yaşamımızın kaynağı olan suyla farklı şekillerde karşılaşırız. Mataramızda duran su, yağan yağmur, kenarında oturduğumuz dere, uzaklarda gördüğümüz deniz… Bitkilerin büyümesini, hayvanların yaşamasını sağlayan su milyarlarca yıldır yeryüzünde döngüsünü sürdürmeye devam ediyor. 

Su içerken düşünün; acaba bu su nerelerden gelmiş, bugüne dek başka hangi canlılara yaşam vermiş olabilir?

Komşum hayvanlar

Şehirde olup doğal alanlara uzak olduğumuzu düşünsek de yaşadığımız yeri pek çok canlıyla paylaşıyoruz. Bu canlıları fark etmek görüntü ve ses kalabalığı içinde zor olabilir. Durmak, bakmak ve gözlemlemek hayvan komşularımızı yakından tanımanın üç anahtarı diyebiliriz. 

Durup çevrenize bir bakın. Yaşadığınız yerde hangi hayvanlara komşuluk yapıyorsunuz? Yuva yapan bir kırlangıç, kaldırım kenarından giden karıncalar, yoldan geçen bir kedi komşunuz olabilir.

Nasıl üretildi? “Kağıt”

Her gün elinize aldığınız kitap ve defterlerin serüveninde neler olabilir, hiç düşündünüz mü? Bitkilerin hücre yapısının büyük bir bölümünü oluşturan selülozdan elde edilen kağıtları hayatımızın pek çok alanında kullanıyoruz. 

Okuduğunuz bir kitabın sayfalarında acaba kaç ağacın özü var? Kitabınızda ağacı büyüten gün ışığının, ağacın büyümesini sağlayan yağmuru taşıyan bulutun etkisi; bir kağıdın içinde bile doğadan pek çok hikaye var. 

Arı vız vız vız!

Arıların olmadığı bir dünya nasıl olurdu? Belki piknik yaparken daha rahat ederdik ancak bu sefer de piknik sepetine koyacak yiyecek bulmakta zorlanabilirdik. Birçok bitkinin meyvesi arıların tozlaşmayı sağlamasıyla soframıza geliyor. Canlılığın devam edebilmesi için arıların da yaşamını sürdürebilmesi çok önemli bir yere sahip.

Dilimlediğiniz meyveye gelen arıları gördüğünüzde hatırlayın: o meyvenin elinizde olmasında arıların emeği çok büyük.  

Posterin renkli ve siyah beyaz versiyonlarını aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.

“Dur! Bak! Gözle! Acaba doğa nerede?” – Renkli [JPG]

“Dur! Bak! Gözle! Acaba doğa nerede?” – Renkli [PDF] 

“Dur! Bak! Gözle! Acaba doğa nerede?” – Siyah Beyaz [JPG]

“Dur! Bak! Gözle! Acaba doğa nerede?” – Siyah Beyaz [PDF]

—

“Dur, bak, gözle

Senin çevrende

Acaba doğa nerede?”